Muallim İsmail Hakkı Bey


Muallim İsmail Hakkı Bey


İsmail Hakkı Bey, 1865 yılında İstanbul'un Balat semtinde dünyaya geldi.

Babası "İdare-i Husûsiye"memurlarından hanende Reşid Efendi'dir. İlk okulu okuduktan sonra onu ailesi Mercan'da bir örücünün yanına çırak olarak verdi.

Mahallesinde ve işyerine yakın câmilerde okuduğu ezanlarla sesinin güzelliği dikkatleri çekiyordu. Bir çok műsıkîşinasımızın hayatında olduğu gibi, bu güzel sesi duyan yüksek dereceli bir saray görevlisi , ki bu kimsenin bir saray müezzini olduğu söylenir, Mızıka-i Humayűn'a alınmasına aracı oldu.

O zamanlar henüz Enderûn kapatılmadığı için, geleneksel öğretim ölçüleri içinde Suyolcu Lâtif Ağa'dan mûsıkî öğrenerek birçok fasıl geçti. Bir taraftan da Mızıka-i Humayûn hocalarından Batı Mûsıkîsi ve Batı notası öğreniyordu.

O zamanki Enderûn mûsıkîşinaslarının hemen hemen hepsi Hamparsum notası bildiğinden bu notayı da öğrendi. Yorulmak bilmez bir çalışma ve öğrenme gayreti içinde sanatını geliştirerek kısa sürede "Sersazende"liğe terfi ettirildi. Daha sonra "Kolağası" rütbesi ile müezzinbaşı oldu.

1908'de Meşrutiyet'in ilânından sonra, önce "Mûsıkî-i Osmanî" topluluğunu daha sonra aynı ismi taşıyan "Mekteb"i kurdu. Her iki şekliyle de hem düzenli bir sistem içinde öğrenci yetiştirdi, hem de mûsıkî sever İstanbul'lulara iyi icra örnekleri sundu. Darülelhan adı altında açılan, sonra İstanbul Belediye Konservatuvarı adını alan öğretim kurumunda "Tertip ve Tasnif Heyeti" üyeliği ve "Fasıl Şefliği" yaptı. Çok güçlü nota bilgisi olduğu için ayrıca "Solfej Muallimliği" görevini de üstlenmişti.

Műsıkî hayatına atıldıktan sonra durup dinlenmeden çalışarak hayli eseri notaya aldı;daha sonra sözünü edeceğimiz yayınları yaptı. Sayısız sanatkârın yetişmesinde etken olmuştur. Bütün bunlar göz önüne alınacak olursa, nasıl zaman buldu da bu kadar besteyi yapabildi diye hayrete düşülebilir. Ruşen Ferid Kam, ders verirken hem konuştuğunu, hem de bir yandan beste yaptığını ve çok kolay eser bestelediğini söylerdi.

"Soyadı Kanunu"ndan sonra "Aksoy" adını alan İsmail Hakkı Bey Konservatuvar'dan Bebek'teki evine tramvayla dönerken 30 Aralık 1927 'de vefat etti. Ertesi gün Eğrikapı mezarlığına defnedildi.

Bir kez evlenmiş, beş çocuğu dünyaya gelmiştir. Ölümünden sonra nota kolleksiyonu, nota defterleri, kitap ve evrakı radyo idaresince satın alınmıştır. Bütün bunlar TRT Müzik Dairesi arşivinde bulunmaktadır. Elde bulunan eserleri bir ömür içine sığmayacak niteliktedir.

Eserlerinden bazıları:

Ey mehlika ey gül beden
Gülşende yine âh ü enin eyledi bülbül
Ferahfezâ saz semâîsi

 

Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi7
Bugün Toplam34
Toplam Ziyaret935658
Hava Durumu